- Diyetisyen Duygu Bulut
KETOJENİK DİYET NEDİR?
Popüler diyetler içerisinde bulunan son zamanların en çok konuşulan ve merak edilen diyetlerinden ketojenik diyetin tarihi 1920’li yıllara kadar dayanmaktadır.
Uzun yıllardan beri ilaçla tedavi edilemeyen epilepsi hastalarında özellikle çocuklarda atak sıklığını azaltmaya yönelik kullanılan bir beslenme şeklidir. Bu zamana baktığımızda kilo vermek için sıklıkla kullanıldığını görüyoruz.

Ketojenik diyet yüksek düzeyde yağ, orta düzeyde protein, düşük düzeyde karbonhidrat içeren bir beslenme modelidir. Günlük ortalama 20-50 gram gibi çok düşük miktarda karbonhidrat ve bol miktarda yağ içeren popüler bir uygulamadır.
Ketojenik diyetin mantığı şuna dayanmaktadır; Sağlıklı bir insan metabolizmasında vücut enerji kaynağı olarak ilk karbonhidrat kaynaklarını kullanmaktadır ancak ketojenik diyette, düşük karbonhidrat alımına bağlı olarak vücut, enerji kaynağı olarak kullandığı ilk besin öğesi olarak yağları kullanmaya başlar.

Beyin enerji kaynağı olarak sadece glikoz ve ketonları kullanmaktadır. Ketojenik diyet programında amaç; keton cisimciklerini üretmektir. Keton cisimcikleri uzun süreli açlık ya da yüksek miktarda yağ alımına bağlı olarak üretilir ve bu duruma ‘ketozis’ denilir. Kişilere göre değişmekle birlikte bu diyeti uygulamaya başladığınız 3. günden itibaren vücudunuzda ketonlar üretilmeye başlanır.
Ketonun üretildiğini ise idrar ve serumdaki ölçümlerle ve nefeste aseton kokusu hissedilmesi de gösterir.

Ketojenik Diyette Neler Tüketilir?
Ketojenik diyette yüzde 70 yağ kaynaklarını sağlayabilmek adına özellikle sağlıklı yağ içeriği yüksek besinler ön planda oluyor. Sağlıklı yağ kaynağı olarak ketojenik diyette; avokado,keten tohumu, chia tohumu, çiğ fındık, çiğ badem, iç çiğ kabak çekirdeği, ay çekirdeği , ceviz gibi yağlı tohumlar,hindistan cevizi yağı,zeytinyağı ve tereyağı kullanılmalıdır.
Protein kaynaklarından yumurta, et, tavuk,hindi, balık tüketilebilir, protein kaynakları bu diyette de önem taşır.
Sebzelerden düşük nişastalı ve düşük karbonhidratlı sebzeler kullanılır (yeşil yapraklı sebzeler, kabak, karnabahar,brokoli,kereviz,kuşkonmaz,salatalık,biber,soğan gibi)

Ketojenik diyette meyveler oldukça sınırlı tüketilir özellikle yüksek şeker içeriğine sahip olan meyvelerin tüketilmesi önerilmemektedir. Meyvelerden daha düşük şekere sahip çilek, ahududu, böğürtlen, yaban mersini, kızılcık gibi meyveler tüketilmesi önerilir, ancak yine sınırlı miktarda.
Baharat kullanımı serbesttir ve vücudunuzda parçalanan yağı dışarıya atabilmek için bol su tüketimi her diyette olduğu gibi önem taşır.

Ketojenik Diyetin Yan Etkileri Nelerdir?
- Lifli gıdalar tüketilmediğinden/az tüketildiğinden dolayı bağırsak sorunları yaşanabilir.
-Yüksek yağlı beslenme ishal, bulantı, kusma, gastrit gibi pek çok sorun yaratabilir.
-Ketojenik diyet düşük karbonhidrat, yüksek yağ miktarı içerdiğinden dolayı kalp ve damar hastalıklarına zemin oluşturabilir.
Özellikle LDL denilen kötü kolesterolün artışına neden olarak ateroskleroz (damar sertleşmesi) riskini arttırabilir.
-Böbrek taşları oluşumunda tetikleyici olabileceği ve ürik asit artışına neden olabileceği vurgulanmaktadır.
-Ketojenik diyetin düşük karbonhidrat içermesinden dolayı halsizlik, yorgunluk, kafa karışıklığı, uykusuzluk, ağızda yoğun aseton benzeri bir koku gibi şikayetlere sebep olabilir.

- Karaciğere fazla yüklenme olduğundan özellikle karaciğerinde sorun olanların ciddi rahatsızlıklarla karşılaşmaları söz konusu olabilir.
Ketojenik diyetin uzun vadeli uygulamalarda yan etkileri bu şekilde diyebiliriz.
Eğer herhangi bir sağlık sorununuz yoksa, kilo vermeniz durduysa veya aynı diyet programını uygulamaktan sıkıldıysanız, değişiklik yaparak motivasyon sağlayanlardansanız diyetisyen kontrolünde kısa süreli olarak uygulayabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.
Diyetisyen Duygu Bulut